Kadınların Kadıköy'deki eylemi başladı: "Kadın cinayetlerini durduracağız!"

 'Sesimizi yükselteceğiz ve asla yalnız yürümeyeceğiz'


Her biri kadın hakları alanında yıllardır mücadele eden isimlerden. Evinin bir odasını ofise çevirerek işe başlayan Nebahat Akkoç 90'lı yıllardan bu yana Doğulu kadınlara yardım eli uzatıyor.

Her biri kadın hakları alanında yıllardır mücadele eden isimlerden. Evinin bir odasını ofise çevirerek işe başlayan Nebahat Akkoç 90'lı yıllardan bu yana Doğulu kadınlara yardım eli uzatıyor. Gülsun Kanat, 2002'den bu yana Mor Çatı gönüllüsü olarak şiddet başvurusu yapan kadınlara yol gösteriyor. TBMM Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu'nun kurulmasında rol alan Gülseren Onanç kurduğu SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği'yle toplumdaki her türlü eşitsizliğin giderilmesi için uğraşıyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği'nin kurucularından Fidan Ataselim 2010'dan bu yana şiddete ve tacize uğrayan, 'namus' ve 'töre' bahanesiyle öldürülen kadınlar için görevde. Erkek şiddetinin durdurulması, yasaların etkin uygulanması ve kadınların insanca bir yaşama kavuşması için didinen bu dört kadınla 25 Kasım vesilesiyle konuştuk.

Korunamayan kadınların sesi olur, hesap sorarız

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü gibi günler, toplumsal cinsiyet rolleriyle örülen eşitsizliğin gözler önüne serildiği, eşitliğin, kadın mücadelesinin zorluk ve başarılarının konuşulduğu, taleplerin dile getirildiği günler. Dünya kadınlarının aynı günde, birlikte ses çıkarıyor olması önemli. Aynı anda sokaklara çıkıp "Kadın cinayetlerini durdurun" diye haykırsak belki de defalarca koruma talep ettiği ya da tedbir kararı aldırdığı halde korunamayan kadınların sesi olur, hesap sorarız. Elimizden geleni yapıyoruz ama daha gür bir sese ihtiyacımız var.

1996'da yapılan bir çalışma, kadınların yüzde 90-95'inin şiddeti normalleştirdiğini gösteriyordu. Kadınlar şiddetin sadece fiziksel olanını tanıyordu. Kusurlu kadınların şiddet yaşadığını savunup geleneksel, makbul kadın olmak için kendini yok sayanlar vardı. Kadın hareketinin sağladığı en muazzam değişiklik kadınların toplumsal cinsiyet rollerini ve bu roller sonucunda yaşanan şiddet ve ayrımcılığı fark etmesi oldu. Düşünün, kadına yönelik şiddetten bahsediyorsunuz ama şiddete maruz kalan kadınlar sorunu sahiplenmiyor. En büyük sorun buydu. Bunu çözdük.

Yasalar her türlü destek için uygun ama uygulama...

2019'da 30 bine yakın kadınla görüştük. Şiddeti tanıyorlar, türlerini biliyorlar, şiddetin kendilerine ve topluma verdiği zararın farkındalar. Görüştüğümüz kadınların yüzde 97'si kadınların şiddet yaşadığını kabul etti ve haklı şiddet olamayacağını savundu. Ama yaşadığı şiddetten kurtulmak için destek arayan kadınların oranı çok düşük. Bunu sorduğumuzda kadınların yüzde 67'si şiddetten kurtulmak için yeterince çaba harcamaktan korktuklarını bildirdi. Görüyoruz ki kadınlar kendileri gibi şiddetten kurtulmak için çaba harcayan kadınların sokak ortalarında öldürüldüğünü görüyor ve korkuyor.

Eskiden yasaların cinsiyetçi unsurlarından, eksikliğinden bahsederdik. Şimdi yasalarımız her türlü destek için uygun ama uygulamada sorun yaşıyoruz. Emine Bulut'un korunma taleplerine rağmen öldürülmesine neden olan uygulayıcı kim? Nasıl bir soruşturma yaşadı? Nasıl bir ceza aldı? Bunlar olmadıkça uygulamada sorunlar devam edecek.

Feminizm paylaşmayı ve dayanışmayı gerektirir. Son birkaç yıldır 50 civarında STK'yla deneyim paylaşımı yapmaya çalıştık, buna devam ediyoruz. Kadınlar değişti, değişiyor. Dipten gelen bir değişim talebi var. Bu talep bütün zorlukları aşacak güçte. Elimden gelen her şeyi gücüm yettiğince yaptım. Gücüm oldukça kadınlar için çalışmaya devam edeceğim.

vıdeo için tıklayın





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ödüllü doktor Adem Topkara cezası bittiği halde tahliye edilmiyor

İstanbul'da ne oluyor? bu bir komplo mu yoksa farkındalık eksikliği mi?

Deprem felaketinin yeni görüntüleri ortaya çıktı…